Meral Akşener, esnaf ziyaretlerine bugün Ankara’nın Keçiören ilçesinde devam etti. Ziyaretlerinin akabinde yurttaşlara seslenen Akşener, şunları söyledi:
“GENÇLERİN BU ÜLKEYE DAİR BÜTÜN HAYALLERİ, BÜTÜN UMUTLARI ORTADAN KALKMIŞ”
“Günün bu saatinde buradasınız ve bizimlesiniz. Bu, bir vebal. Cenabıhak, bizleri sizlere karşı mahcup etmesin, bizleri size palavra söyleyenlerden eylemesin, bizleri sizi orta yerde bırakıp zenginlerin peşinden, Beşli Çetelerin peşinden koşanlardan eylemesin, bizleri kul hakkının tabanına kadar girenlerden eylemesin. 92 puan alıp atanmamış, lakin 58 puanla ayısı olduğu için, dayısı olduğu için almış o gençlerin, yani 92 puanla atanamadığı için, bu ülkeye dair bütün hayalleri, bütün umutları ortadan kalkmış. Gece oturup gündüz uyuyan ve en değerlisi bu çeşit çocukların annelerinin babalarının o acılarına vesile olmayı Cenabıhak bize nasip etmesin.
“BU HARAMİ SİSTEMİ EL ELE VERİP DEMOKRASİYLE SANDIKTA ATTAYA GÖNDERMEK ÜZERE YOLA ÇIKTIK”
İki buçuk yıldır dükkan dükkan, esnaf esnaf, kent şehir yaptığımız seyahatlerin bir başka ayağında Keçiören’deyiz. Bu dükkanlara niçin gittim, bu dükkanlarda neler öğrendim? Öncelikle bir şey söyleyeyim; ‘oculuk, buculuk’ üzerinden birbirinize düşman edildiniz, birbirinizin karşısına diktiler sizi. Seçmen velinimettir. Velinimet olduğunuzu unutturdular. O velinimetin de aslının siz olduğunuzu, ‘seçmen velinimettir’i hatırlatmak, yine buna inanmak, el ele verip ve bir harami nizam var bu ülkede, bu harami tertibi el ele verip demokrasiyle sandıkta attaya göndermek üzere yola çıktık. Bugün bir hanımefendi bana dedi ki ‘Biz bunları emekli mi edeceğiz, EYT’li mi yapacağız’. Ben de dedim ki ‘EYT’li yapacağız’. Zira o EYT’lilerin çektiği acıyı azıcık bu ağabeyler görsün istiyorum.
“BÜTÜN KYK KREDİLERİ ÇİZİLEBİLİRDİ, YURTLAR YAPILABİLİRDİ, FABRİKALAR YAPILABİLİRDİ”
‘Oculukla, buculuk’la soyuluyorsunuz. Şu kur muhafazalı mevduat sorunu yok mu? 74 milyar lira ödendi sahiplerine, 75 milyar lira ceplerinizden çıktı. 75 milyar lira nasıl gitti? Zira Türkiye’nin her türlü borcunu altın, dolar ve euro ile yaptılar. Türkiye inanılmaz bir ziyan gördü. Ekonomiyi hakikat dürüst yönetemediler. Ordinaryüs profesör, büyük ekonomist, büyük tarihçi, tıp tabibi, Nobellik ekonomist Sayın Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi dedi ki ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’. Ayvayı yedik daima bir arada. Doların yükselmesini engellemek maksatlı kur muhafazalı mevduat açıldı, 75 milyar lira cebinizden çıktı. İstihdam yaratılabilirdi, Türkiye’nin devlette okuyan bütün çocuklarına, ilkokuldan lise sona kadar sabah kahvaltısı ve öğlen yemeği verilebilirdi. Yıllık 26 milyar tutuyor. Bütün KYK kredileri çizilebilirdi, yurtlar yapılabilirdi, fabrikalar yapılabilirdi. Ceplerimizden 24 milyar lira, Telekom üzerinden alındı, Hariri’nin cebine kondu. Büyük ekonomist, dünya başkanımızın aile dostuna kıyak çekildi. Senden gitti, Haririlerin cebine girdi. Senin çocuğun konutta ağlıyor, senin karın akşamdan akşama makarna pişiriyor lakin Haririlere ayıp olur, 24 milyar sizlerin cebinden çıktı, onlara gitti.
“3 KALEMDE 113 MİLYAR LİRA SİZİN CEBİNİZDEN ÇIKTI, SİZİ SOYDULAR”
75 milyarı bir kenara koyduk, 24 milyarı ekledik; 99 milyar lirayı da koyduk kenara. Bir tane daha var. Meşhur bir Ankapark’ımız var. Dinozorlar ağlıyor. Sizce bu dinozor takıntısı nedir? Ankapark’a gömülen para 14 milyar lira. Üç kalemde 113 milyar lira. Beşli Çete’nin vergilerinin affına, ona, buna sıra gelmiyor. Üç kalemde 113 milyar lira sizin cebinizden çıktı. Sizi soydular. Sizin evlatlarınızın geleceğini çaldılar. İşte Türkiye bu türlü bir felaketle karşı karşıya.
“‘FETÖ’CÜ’ DEDİLER OLMADI, ‘PKK’LI’ DEDİLER OLMADI, ‘FAİLİ MEÇHULCÜ’ DEDİLER OLMADI”
El ele verirsek, siz velinimet olduğunuzu bilirseniz, buna inanırsanız, ‘velinimet benim kardeşim, gel karşıma hazır ol da dur’ derseniz bütün siyasetçilere, oylarınızı çok kıymetli hale getirirseniz, ‘oculuk, buculuk’ üzerinden size laf edenlere ‘defol git’ derseniz kazanan siz olursunuz. ‘FETÖ’cü’ dediler olmadı, ‘PKK’lı’ dediler olmadı, ‘faili meçhulcü’ dediler olmadı. Denilmedik bir şey kalmadı. Fakat biz, o dükkanları gezmeye devam ettik. O acıları anlamaya, tahlil üretmeye devam ettik. O dükkanların içinde bugüne kadar bir partiyi yermedim, kendi partimi övmedim, propaganda yapmadım. Yalnızca sizin kaygılarınız üzerinden öğrendik, kamuoyuna mal ettik, tıpkı vakitte tahlil ürettik. Bizim siyasi anlayışımız budur.
“BİZ GELECEĞİZ, O PROJEYİ YAPACAĞIZ, SAHİDEN YOKSULUN ELİNE ÖDEYEBİLECEĞİ FORMDA KONUT TESLİM EDECEĞİZ”
Bakın, seçime gerçek gidiyoruz, ağabeyler toplumsal konut projesi ortaya koydular. Mantık olarak yanlışsız lakin anlatılmayan bir yanı var. Ne kadar ödeyeceğiniz belirli değil. Artık ben, Hayrettin Karaman’dan değil ancak bu işi düzgün bilenlerden fetva almalarını tavsiye ediyorum. Dini olarak yanlış. Siyasi olarak hakikat olabilir ancak mali olarak da yanlış. Zira neyi aldığını, ne kadar ödeyeceğini bir vatandaş bilmek zorundadır. Projeye söyleyecek kelamımız yok. Onlara, düzeltmeleri için her türlü imkanı sunacağız. Düzeltmedikleri takdirde, biz geleceğiz, o projeyi yapacağız, hakikaten yoksulun eline ödeyebileceği halde konut teslim edeceğiz.”